Şimdi sizlerle Nazilli'ye, Zeynep Hanım'ın evine gidiyoruz. Müstakil evinin salonunda bizleri ağırlayan ev sahibimiz, bu alanı nostaljiden esinlenerek dekore etmiş.
"Kendimi bildim bileli, ruhum nostaljik" diyor ev sahibimiz. Ona göre, bu özelliğinin altında yatan neden, vahşi batı filmlerini çok izlemesi. Ama aslında bunun nedeni Zeynep Hanım'ın ince bir zevke sahip olması!
Modernden uzak, yaşanmışlıklara yakın bir dekor oluşturan Zeynep Hanım, her şeyin doğal olmasına da ayrı bir önem vermiş. Bu nedenle de salonda kullanılan mobilyaların hemen hemen hepsinde masif ahşaplar kendini göstermiş.
Natürellik ihtiyacını tamamlayan dekor, doğru renklerle de uyumu yakalamış: Koyu ahşap tonların yanına eklenen nötr krem tonu, zarif koltuk takımını süslemiş. Bir de yemek bölümündeki sandalyeleri.
Çoğu evde televizyonun doldurduğu duvarı, Zeynep Hanım asil bir konsola emanet etmiş. Duvar kağıdıyla hareket kazanan bu duvar, ayna ve çerçevelerle de, evin odak noktası haline gelmiş.
Zeynep Hanım zevkli olduğu kadar yetenekli de! Birçok objede kendi dokunuşları bulunan ev sahibimiz, aynı zamanda güzel de resim çiziyor. Duvarda usulca duran yağlı boya tablosundan, bu yeteneğini anlayabilirsiniz.
Yemek masasının bulunduğu bölümde yer alan şöminesi, dekora cuk oturan perdeleri ve zemini kaplayan kabartmalı halılarıyla sizi karşılayacak bu salona, buyurun konuk olalım.
Ba yıl dım... Ben de sizin gibiyim ve evimi dizmeye hazırlanıyorum. Huzur dolu evinizde mutluluk dilerim. Acaba fon perde olarak canlı Osmanlı kırmızısı gibi bir renk nasıl olurdu?