Odak noktası olarak sadeliği benimseyen bir eve uzanıyoruz. Ev sahibimiz minimalizmin ruhunu çok iyi sindirenlerden. Ona göre fazla eşya, fazla iş yükü demek. Bu yüzden, ihtiyaç olarak görülmeyen her parçanın gerçekten anlamlı olacağı yerlere gitmesinden yana.
Ev sahibimizin istediği her şeyi yansıttığı salon, her detayıyla minimalizme bağlı kalmış. İhtiyaç duyulmayan parçalar yok! Oturmak için koltuklar, kullanılacak sehpalar ve yemek masası dışında, kalabalık yaratacak her parça geri planda bırakılmış.
Salonun dekorunda istenen, sade şıklık. Bunun için de ilk olarak, sakin tonlara başvurulmuş. Dingin tonların hakimiyeti, sıkıcı bir görünüm de yaratmamış! Çünkü ortama hareket katan ahşap detaylar ve perdelerden yansıyan kahverengiler kullanılmış.
Renk kontrastlarının yarattığı şıklığa, konforlu mobilyaların da sıcaklığı katılınca salon tam yaşamalık derli toplu bir alana dönüşmüş.
En az salon kadar düzenli ve şık görünen mutfak, modern esintiyi sevenlerden. Kulpsuz parlak dolapların kullanıldığı bu alanda, beyaz ve grinin harmanı var. Her iki rengin yarattığı ahenkle mutfak ferahlamış da ferahlamış!
Mutfağın bir köşesini dolduran mutfak masası da olması gerektiği gibi: Çok yer kaplamıyor, renkleri uyumlu ve göz yoran detaylara yer vermiyor.
Minimalizmi kendine rehber edinenlerin çok fikir bulacağı evimizden karelere geçmeden önce şuraya bir not bırakalım:
Takip etmek isteyenler için evsahibimiz Instagram adresi: @derlitopluhayat
Hadi, konuk olalım!